13 Aralık 2018 Perşembe

Şiirimsi


Şiir yazamam.
Şair değilim.
Hatta
Şair mi şiir yazar,
Yoksa şiir mi konar dalına, şairin?
Hüzünlerinin filizlendiği yerden,
 devlet kuşu misali…
Onu bile bilmem.
Ama çok severim.
Okumayı,
dinlemeyi…
Okuyanı,
ve dahi,
açtığı kapıların ardındaki fısıltılara,
kulağımı ortak edeni…
Dinleteni…

Belki gölgesi düştüğündendir, bazen üzerime,
seciyesini, seci ile anlatırım.
Hikâyesi, feci sonlanmayan karakteri,
yine, neci olduğu sorularının
çokta muhatabı olmasın diye.

Şair değilim.
Şiir yazamam.
Eğer cesaret edebilseydim denemeye,
“Şiir” koyardım,
şiirimin adını,
yazmaya başlarken.
Adıyla büyüsün.
Talip olsun, ninnideki duaya,
tıpış tıpış yürüsün.

Şiir yazamam.
Şair değilim.
Ama
Üstatla birlikte tırnaklarım, muşamba dekoru…
Dalgacı Mahmut’a yarenlik eder, deniz dikerim.
Nadasa bırakılmış yüreklere, gül ekerim.
Sana derim güller, “Güller sana”,
sende gül dermenin rekoru.
Dem bu dem derim şehide,
bir kez daha şahlansana…
Ne’m varsa koyarım meydana,
Gafile saray görünen, çilekeş için zindana.
Selam yollarım dostlara,
Ya gider, ya gitmez.
Ama
asla
bitmez…

Faruk Yılmazer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder