8 Aralık 2018 Cumartesi

Düşkondu (Mini Hikaye)


Önce sola çevirdi başını…
Bir düş havalandı yüreğinden.
Asılı kaldı gökyüzünde, sağa baktığında. Dondu.
Sola, son bakışında hareketlendi tekrar… Hedefine uçtu. Başının bulutlara değdiği yer, sondu.
- İstemez misin, dedi dostuna? 
Sessiz… Gözleriyle…
-  İstemez misin, şu görkemli binalarda senin de bir dairen olsun?
Ve kitap çadırında, uyak gereği koltuk altındaki kitap sayısı, incelediğiyle birlikte on’du.
- İstemem, dedi dostu, aynı lisanı hal ile.
Az önce düşünün asılı kaldığı yöne çevirerek başını.
- İstemem. Aynı semtin bir yüzünde varlık hâkim, bir yüzünde yokluk. Çelik olsa taşıyamaz bu yükü, göçer.
- Ne yükü?
- Ne yükü olacak? Elbette “Düşkondu”…
Neden sonra sıyrıldı düşüncelerinden. Anladı. Kendisiyle hasbıhal ediyordu. Yeri sabitti üstelik. Bir caddeden, karşıya da geçmiyordu.
Elindeki kitaba geri dönünce gülümsedi. Kapak resmindeki ufaklığa, koskoca kâinat fon’du.

Faruk Yılmazer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder