Gülümsemesi, “Bir
şeyiniz yok. Turp gibi sağlamsınız.” diyen, diğer doktorlarla aynı sonuca
ulaşmasından mıydı? “Eğer öyleyse mesele yok” diye düşündü. Yok, eşiyle aynı
fikirdeyse…
- Bir kelebek kadar
zarifsiniz. Lakin dünyanın uzak bir köşesindeki kasırgayı, toz kanatlarınızdan
bilecek kadar şişkin bir egonuz var.
Beklemediği bir cevap
mıydı bu? Yoksa beklediği fakat duymak istemediği mi?
- Teşhis daha önce
konulduğu için buradayım zaten, doktor. Çaresi var mı, sen onu söyle?
- Var. Ama istediğiniz
çarenin hangisi olduğundan emin değilim…
- Anlayamadım…
- Egonuzdan kurtulmak
istiyorsanız; günün ilk ve son saatlerinde sokağa çıkmayın yeter. Zira bu
saatlerde gölgesini gören kedi, kendini aslan sanır malum. Belki bir kelebek
için hoş görülebilir bir durum bu. Onun kendini ejderha görmesi, kolay
incinebilirliği ve kısacık ömrü yüzünden pek dikkate alınmaz.
- Ya diğeri?
- Diğeri biraz daha
zor… Rolünüzü, insanları alçak gönüllü olduğunuz yalanına ikna edecek kadar iyi
çalışacaksınız. Ya da…
- Evet. Ya da?
- Ya da kelebek
kalacaksınız.
Faruk Yılmazer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder