8 Şubat 2019 Cuma

ve Fener Söndü


Göçebeliğin yön tayini için gerekli fasılasında, güneş görmeyen bölümü denk gelmişti han odasının, bedelsiz. Ve harmanlandığı aysız geceyi tek çekilir kılan, verdiği huzurdu teheccüd mavisi teslimiyetin. Mum sahibi aşinaların kalanı dipte bırakan tırmanışını umursamıyordu aslında…  Mavi ışık saçan feneriyle biri yolunu bir nebze aydınlatana dek. Tek zayıflığı da bu oldu zaten.
Hanın sahibi yolunda sahibiydi. Hem gelinen, hem gidilecek… Farklı zamanlara serpilmiş, farklı ikramları vardı ram olsun ya da olmasın her yolcuya. Ve rıza göstermezdi ikram ettiğinin bedelli ikramına ram olana.
Bir sabi baş kaldırış, bir ışık arayışı, bir ateşle oynama kendine bildirilse de, bildirmedi bilmesi lazım gelene fener sahibi. Belki çıkılan birkaç basamak dibine ışık vermez etmişti mum misali feneri. Ve eşiğinde gördüğünde ateşi, ateşlendi. Oysa görmezden geldiğinde ateş sarmıştı her yeri.
Umursanmazlığın acısıyla göçebe, yeniden sürdü umursamazlık atını gecelere… Yeniden döndürdü dilini zikirli hecelere… Ne de olsa seyretmişti aynı filmi hem de kaç kere…

Faruk Yılmazer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder