8 Nisan 2020 Çarşamba

Şaban Elönü


Are you a teacher? (Sen bir öğretmen misin?)
No I am not a teacher. I am a student.  (Hayır, ben bir öğretmen değilim. Ben bir öğrenciyim.)

Ne bu şimdi? Diyeceksiniz?
Bu ne, biliyor musunuz?
Otuz beş sene evvel; Gazi Osman Paşa İmam Hatip Lisesinin, henüz orta birinci sınıf öğrencisiyken…
Kemik çerçeveli gözlüklerine ve bir elliyi aşmayan boyuna aldırmadan; tabiri caizse, haytalık peşinde koşuyorken…
Son sınavda oldukça düşük bir not aldığım İngilizce dersi, ilk dönem karneme haytalık neticesi zayıf olarak gelecekken…
Sözlü sınavda, paçayı kurtarmamı sağlayan soru ve cevap.
Ve son demlerde, sıklıkla önüme gelmeye başlayan film şeritlerinden bir sahne.

Seksenli yıllar… İki hafta kadar boş geçen İngilizce dersimizin yine boş geçeceği düşüncesiyle “amiral battı” oyunu hazırlığındayken girdi sınıfın kapısından içeri. Ve “Good morning” değildi ilk kelamı. “Selamünaleyküm”dü.
Rutine aykırı olarak bizleri tanımak istedi, kendini tanıtmadan evvel. Son arkadaşımızın kendini tanıtmasının ardından tanıttı kendini.
“Ben…” Dedi. “Şaban Elönü. Gazi Osman Paşa Merkez Camii imamıyım. Aynı zamanda okulunuzda meslek derslerine giriyorum. Milli Eğitim tarafından branş öğretmeni atanana kadar, sizin İngilizce derslerinize gireceğim.”
İlk dönem sona erene kadar derslerimize girdi Şaban Hoca. Sadece bir dönem… Buna rağmen, otuz beş sene sonra ismini hatırlıyor oluşum, güzel bir iz bıraktığından olsa gerek üzerimizde. Kafamızın dağıldığını düşündüğü anlarda verdiği beş dakikalık aralarda muhteşem sesiyle okuduğu; ne ilahiler silindi kulağımdan, ne de Kur’an tilaveti.
İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.
Yaklaşık yirmi beş gün evvel, twitter isimli sosyal medyada yapılan paylaşımlarda ismini ve vefat haberini okuduğumda “Acaba?” dedim. “Acaba isim benzerliği mi? Yoksa gerçekten Şaban Hoca’mı vefat etti?” Üzerinden çok bir vakit geçmeden okuldan gelen bir mesaj ile öğrendim, isim benzerliği olmadığını.
Umre dönüşü geçirdiği kalp krizi neticesinde kavuşmuştu çok sevdiği Rab’bine. Ve o malum cenahın, “Umrede, Corona virüsü kaptı.” iftirası atmalarından anladım, son anına dek mücahit kişiliğinden bir şey kaybetmediğini, görüşemediğim demlerde… Yine mücahide bir evlat bıraktığını, ardında…
Rab’bim, rahmetiyle muamele eylesin. Kederli ailesinin, öğrencilerinin, cemaatinin ve tüm sevenlerinin başı sağ olsun.
İnşallah bizlere olan hakkını helal etmiştir.
Sevenlerinin acıları tazeyken yazamadım hocam. Affet…
Beni sorabilecek olsaydın eğer; “Hala, I am a student.” Derdim. Öğretmen olan, sendin.
El Fatiha…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder