16 Kasım 2019 Cumartesi

Deli, deliyi gördüğünde, değneğini saklarmış


Nasreddin Hoca’ya atfedilen lakin onunla alakası olmayan bir fıkra var ya hani;
Adamın teki, ununu öğütmek için değirmende sıra beklerken, önündeki adamın çuvalından kendi çuvalına, avuç avuç buğday aktarıyormuş. Buğdayı çalınan adam durumu fark etmese de, değirmenci fark etmiş.
“Ne yapıyorsun sen?” diye yakasına yapıştığında, adam;
“Ben deliyim” demiş.
“Madem delisin, neden kendi çuvalından diğer adamın çuvalına aktarmıyorsun?” Dediğinde aldığı cevap oldukça manidar;
“O kadar da deli değilim.”
Bu şizofren takımının, neden sadece tesettürlü, mütedeyyin insanlara saldırdığını anlamış olduk böylece…
O kadar da deli değiller. (Sahibini ısıran it, aç kalır. Biliyorlar…)

Mevlana’ya ait hikâyeyi de hemen herkes bilir;
Rivayete göre öğrencilerinden biri Mevlâna'ya sormuş;
- Efendim, bu dört kapı meselesini ben pek anlayamıyorum. Bana anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız?
- Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var. Hepsi rahlelerine eğilmiş. Sen git bunların hepsinin ensesine bir şamar at, sonra gel sana anlatayım.
Öğrenci gitmiş birincinin ensesine bir tokat aşketmiş. Tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir tokatla Mevlâna'nın öğrencisini yere yıkmış. Öğrenci dayağı yemiş, geri dönecek ama hocasına itaat var. Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat aşketmiş. O da derhal ayağa kalkıp elini kaldırmış. Tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş. Öğrenci devam etmiş üçüncüye de bir tokat atmış. Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş. Dördüncü, tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş. Öğrenci Mevlâna'ya dönmüş, olanları anlatmış.
- Birinci; şeriat kapısını geçememiş biri idi. Şeriatta kısasa kısas olduğu için tokadı yiyince kalktı. Aynısını sana iade etti. 
İkinci; tarîkat kapısındadır. Tokadı yiyince o da kalktı tam tokadı iade edecekti ki, tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi. "Sana kötülük yapana bile iyilik yap." Onun için döndü, yerine oturdu.
Üçüncü; mârifet kapısına kadar gelmiştir. İyinin ve kötünün tek Yaradan'dan geldiğini bilir, inanır. Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi âlet etti diye, merakından söyle bir dönüp baktı.
Dördüncü; hakikat kapısını da geçmiştir. İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu bilir. Onun için dönüp bakmadı bile."

Bu sözüm size, şizofren takımı;
Toplumun büyük kesiminin, henüz birinci kapıyı geçmemiş olduğunu göz önünde bulundurun ve kaos çıkarmak adına yaptığınız bu saldırıların bedelini bir gün çok ağır ödeyebileceğinizin hesabını yapın.
Deli, deliyi gördüğünde, değneğini saklarmış. Vallahi o an, değneği nerenize saklayacağınızı şaşırırsınız.
Bir hikâye daha anlatayım mı?
Neyse, uzatmanın gereği yok.
Siz, bu köyde taşların bağlı olmadığını bilin yeter…

Faruk Yılmazer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder