Nasreddin Hoca’ya
atfedilen lakin onunla alakası olmayan bir fıkra var ya hani;
Adamın teki, ununu
öğütmek için değirmende sıra beklerken, önündeki adamın çuvalından kendi
çuvalına, avuç avuç buğday aktarıyormuş. Buğdayı çalınan adam durumu fark
etmese de, değirmenci fark etmiş.
“Ne yapıyorsun sen?”
diye yakasına yapıştığında, adam;
“Ben deliyim” demiş.
“Madem delisin, neden
kendi çuvalından diğer adamın çuvalına aktarmıyorsun?” Dediğinde aldığı cevap oldukça
manidar;
“O kadar da deli
değilim.”
Bu şizofren takımının,
neden sadece tesettürlü, mütedeyyin insanlara saldırdığını anlamış olduk
böylece…
O kadar da deli
değiller. (Sahibini ısıran it, aç kalır. Biliyorlar…)
Mevlana’ya ait hikâyeyi
de hemen herkes bilir;
Rivayete göre
öğrencilerinden biri Mevlâna'ya sormuş;
- Efendim, bu
dört kapı meselesini ben pek anlayamıyorum. Bana anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız?
- Şimdi bak, karşı
medresede dersini çalışan dört kişi var. Hepsi rahlelerine eğilmiş. Sen
git bunların hepsinin ensesine bir şamar at, sonra gel sana anlatayım.
Öğrenci gitmiş birincinin
ensesine bir tokat aşketmiş. Tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp arkasını
dönmüş ve daha kuvvetli bir tokatla Mevlâna'nın öğrencisini yere yıkmış.
Öğrenci dayağı yemiş, geri dönecek ama hocasına itaat var. Yaradana
güvenip ikinciye de bir tokat aşketmiş. O da derhal ayağa kalkıp elini
kaldırmış. Tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş. Öğrenci devam
etmiş üçüncüye de bir tokat atmış. Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip
baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş. Dördüncü, tokadı yemesine rağmen
hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş. Öğrenci Mevlâna'ya
dönmüş, olanları anlatmış.
- Birinci; şeriat
kapısını geçememiş biri idi. Şeriatta kısasa kısas olduğu için tokadı yiyince
kalktı. Aynısını sana iade etti.
İkinci; tarîkat
kapısındadır. Tokadı yiyince o da kalktı tam tokadı iade edecekti ki,
tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi. "Sana kötülük yapana
bile iyilik yap." Onun için döndü, yerine oturdu.
Üçüncü; mârifet
kapısına kadar gelmiştir. İyinin ve kötünün tek Yaradan'dan geldiğini
bilir, inanır. Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi âlet etti diye, merakından
söyle bir dönüp baktı.
Dördüncü; hakikat
kapısını da geçmiştir. İyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu bilir. Onun
için dönüp bakmadı bile."
Bu sözüm size,
şizofren takımı;
Toplumun büyük
kesiminin, henüz birinci kapıyı geçmemiş olduğunu göz önünde bulundurun ve kaos
çıkarmak adına yaptığınız bu saldırıların bedelini bir gün çok ağır
ödeyebileceğinizin hesabını yapın.
Deli, deliyi
gördüğünde, değneğini saklarmış. Vallahi o an, değneği nerenize saklayacağınızı
şaşırırsınız.
Bir hikâye daha
anlatayım mı?
Neyse, uzatmanın
gereği yok.
Siz, bu köyde
taşların bağlı olmadığını bilin yeter…
Faruk Yılmazer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder