Akşam paydos saati…
Bir elimle şalterleri indiriyorum.
Omzumla kulağım arasına sıkıştırdığım telefondan, hanımın
siparişlerini alıyorum.
Diğer elimle ceplerimi yokluyorum.
Cüzdan… Tamam.
Çakmak, sigara… Tamam.
Anahtarlar… Tamam.
Cep telefonu? Yok.
Tekrar şalterleri kaldırıyorum. Telefonu unutmuş
olabileceğim yerleri kontrol ediyorum. Yok.
- Allah… Allah…
- Ne oldu canım.
- Cep telefonumu bulamıyorum.
Kısa süreli bir sessizlik;
- Hayatım benimle konuşuyorsun ya…
Adam, içinde basın açıklaması yaptığı çadırı görememiş, çok
mu?
Faruk Yılmazer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder